Nogay Kökenli Osmanlı Paşaları

NOGAY KÖKENLİ OSMANLI PAŞALARI
Nogay Kandemir Paşa
(Genç Osman ve Dördüncü Murat dönemlerinde Silistre ve Özü Beylerbeyi) – Nogay Murtaza Paşa (1630 – 1634) (Halep Beylerbeyi) – Nogay Arslan Paşa (1649 – 1650) (Bağdat Beylerbeyi) NOGAY TÜRKLERİ Türk tarihinde Nogay veya Nokay sözüne ilk olarak, bir Türk imparatorluğu olan Avar (Apar) Devletinde, bilhassa 492 ile 506 yılları arasında hükümdarlık yapmış Nokay (Nogay) Kağan devrinde rastlamaktayız. Yalnız Avar döneminde Nogay ismi bir boy ismi olmamıştır. İkinci defa ise yine bir Türk imparatorluğu olan Altınordu Devletinde, bilhassa Berke Han döneminde görülmektedir. Nogay; üstün kabiliyeti, büyük teşkilatçılığı sayesinde Altınordu Devletinin en yüksek mevkilerine çıkmıştır. Nogay’ın o günkü makamının bugünkü karşılığı Başbakanlık ve ordunun başkomutanlığıdır. Elli yıla yakın bir süre bu görevlerde bulunmuştur. Nogay’ın dedesi Taval Beyin Aksu ırmağı çevresindeki Peçenek boyunun beyi olduğu ve Nogay’a beyliğin dedesinden geçtiği belirtilmektedir. Altınordu başbuğlarından biri olan Nogay’a tâbi olan Kıpçak, Peçenek ve Uz Türkleri de onun ölümünden sonra Nogay adını almıştır. Öneminden dolayı Nogay Han’dan bahsedelim. NOGAY HAN Altınordu İmparatorluğu Hükümdarı Berke Han’ın başkomutanı olan Nogay, Altınordu’nun Don (Ten) ile Dineper (Özü) ırmakları arasındaki bölgeleri idare eden tümen beyi idi. İlk defa BERKE HAN (1255-1266) devrinde karşılaştığımız Nogay, MENGÜ-TEMÜR (1266-1280) zamanında siyaset sahnesine çıktı. 1259 dan 1296 tarihine kadar Galiçya, 1261 den 1263 yıllarında da Kafkasya seferinde kazandığı üstün zaferle sivrilmiştir. Karadeniz’in doğu ve kuzeyinde yaşayan boyları Altınordu merkezinden ayıracak şekilde kendi hakimiyeti altında birleştirmiştir. Berke Han’ın ve başkomutanı olan Nogay’ın Müslüman olmaları, Şaman olan Hülâgü ile olan savaşları kazanmaları, hilafet için alınan bir intikam ve İslâmiyet’in zaferi olarak telâkki olundu. Bu münasebetle komşu Müslüman ülkelerden, Horasan’dan ve Anadolu’dan İslâmiyet’i yaymak için gaziler getirildi. Azerbaycan’dan Erdebil Şeyhi Safiyütdin Erdebil, kendi müritleri ile birlikte Deşti Kıpçak’ta ve Kırım’da (Nogay ülkesinde) İslâmiyet’i yaymak için faaliyetlerde bulundu. 1263 Kösedağ Savaşı sırasında Sarı Saltık ismindeki Türk Şeyhi de, 12000 hanelik bir Türkmen grubu ile birlikte Nogay Han’a sığındı. Sarı Saltık ile tanışan Nogay Han ertesi yıl Müslüman oldu. Sarı Saltık adamları ile birlikte Kırım ve Dobruca’ya yani Nogay’ın bulunduğu yerlere gidip yerleşti ve İslâmiyet’in neşri uğruna çalıştı. Nogay Han o zaman Trakya’da Bizans’ın Aynos kalesinde esir olan Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykâvus II. yi kurtardı. Trakya’da birçok Bizans şehir ve kalelerini aldı. Macaristan içlerine akınlar yaptı. Nogay Han’ın maiyetinin çoğu birkaç yıl içinde Müslüman oldu. Sarı Saltık Nogay Han’ın emriyle Kırım’dan Dobruca’ya gitti. Nogay da 1280’de Varna Yakınlarında iki Bulgar kalesine fetih yaptı. Nogay Han ölünceye kadar Rumeli’de (Balkanlarda) İslâmiyet’in yayılması uğruna coşkun akınlar yaptı. Görüldüğü gibi Nogay Han Altınordu halkını teşkil eden bütün Türk boylarının İslâmlaşmasında büyük rol oynamıştır. Nogay Han 1280-1299 yılları arasında Tuna havzasında, Rumeli’nde ve Kırım’da şevketle saltanat sürdü. Nogay, yarım asra yakın bir süre ile Altınordu Devleti’nde o derece büyük ve önemli bir role sahip olmuştur ki, bu rolün sonucunda olmak üzere Altınordu ile münasebet içinde bulunan belli başlı hemen bütün devletlerin hükümdarları ona han muamelesi yapmışlar, hatta kendisine elçiler göndermişlerdir. Nogay Han, 1299 yılında Mecusilikte kalan Altınordu Hükümdarı Tokta Han’la yaptığı savaşta bir Rus eri tarafından öldürülmüştür. Tokta Han’da bu Rus erini idam ettirerek cezalandırmıştır. Nogay Han’ın ölümünden sonra Balkanlarda Müslüman hakimiyeti ve dervişlerin faaliyeti sekteye uğradı. Bizanslılar birçok yerleri Tokta’nın oğullarından geri aldılar. Müslümanların çoğu Bizans’a ve Anadolu’ya geçti. Nogay Han’a bağlı Türk boyları onun ölümünden sonra kendilerine Nogay adını verdiler.  
NOGAY TÜRKLERİ’NİN NÜFUS DURUMLARI
Nogay Türklerinin nüfus durumları verilen bilgilere göre çok şaşırtıcıdır. Şöyle ki bugün Rusya Federasyonunun verdiği bilgilere göre 90 bin civarında, 1926 yılı sayımlarında Nogayların yaşadığı bölgelerdeki devletlerin verdiği bilgilerin toplamı 270 bin civarında, yabancıların internette verdiği bilgilere göre ise dünyada 4.379.800 Nogay Türkü yaşamaktadır. Rusya’nın verdiği 90 bin rakamı içinde sadece Dağıstan ve Karaçay-Çerkez bölgesinde yaşayanlar var. Hazar bozkırı, Çeçenistan, Stavrapol Bölgesi. İdil-Ural havzası ve Astrahan Bölgesinde yaşayanlar zikredilmemiştir. Ayrıca, Ukrayna (Kırım ve Kuzeyi), Kazakistan(Batı Türkistan), Kırgızistan, Litvanya, Romanya, Bulgaristan, Afganistan, İran ve Doğu Türkistan (Çin) da yaşayan Nogaylar hiç hesaba katılmamaktadır. Ne Nogay Türklerinin yaşadığı devletlerin verdiği rakamlara ne de internette yabancıların verdiği rakama inanmak mümkün değildir. Biri azaltırken diğeri de abartmaktadır. Bulgaristan, Kazakistan(Batı Türkistan), Kırgızistan, İran, Litvanya, Afganistan, Doğu Türkistan ve Asrahan’da yaşayanlar Nogay kimliğini kullanma imkânı bulamadıkları için ne kadar Nogay yaşadığını bilmek mümkün değil. Biz ancak o bölgelerden gelen dostlarımızın verdiği bilgilerle yetinmek zorundayız. Örneğin Asrahan Nogaylarının Birlik Başkanı Abdurrahman Bey, bölgesinde Asrahan Tatarları diye kayda geçmiş 200.000 Nogay’ın yaşadığını bildirmektedir. O halde Türkiye dışında 2 milyon civarında Nogay Türkü yaşadığını tahmin etmekteyiz. Türkiye’de yaşayan Nogayların Nüfusları bazı internet sitelerinde olduğu gibi 150 bin değildir. Çünkü 150 yıl önce 180 bin olarak Türkiye’ye gelen insanların 150 yıl sonra 150 bin olması mümkün değildir. Ancak biz Türkiye’de şu kadar varız demeyi faydalı bulmuyoruz. Sadece Türkiye’de yaşadığı illerin isimlerini veriyoruz.
NOGAY SOYKIRIMI
NOGAY TÜRKLERİNİN TARİH BOYUNCA MUHATAP OLDUĞU SOYKIRIM OLAYLARI Nogay Türkleri Türk toplulukları içinde en fazla soykırıma uğramış bir Türk topluluğudur. Haliyle en çok şehit veren Türk topluluğu olarak şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Nogayların uğradığı sürgün ve soykırımlara kısaca değinelim. Bilindiği gibi Nogay adı Altınordu Han ve Başbuğlarından biri olan Nogay Han’ın adından gelmektedir. Nogay Han’a bağlı Türk boyları onun ölümünden sonra kendilerine Nogay adını verdiler. Nogay Han, 1299 yılında Mecusilikte kalan Altınordu Hükümdarı Tokta Han’la yaptığı savaşta bir Rus eri tarafından şehit edilmişti. Tokta Han ile Nogay Han arasındaki mücadeleden Nogaylar pek sarsılmış olarak çıktı. Rus kaynaklarındaki haberlere bakılırsa, bu pek kalabalık topluluk Nogay’ın ölümünden sonra ana yurtları olan Kırım ile Tuna arasındaki sahadan ceza olarak doğuya İdil (Volga) ırmağının öte yakasına doğru sürülüp, Hazar Bozkırının Yayık (Ural) ile Çim (Emba) ırmakları arasında bırakıldı. Bir grup Nogay da Bizans yoluyla Anadolu’ya geçti. Bu Nogayların birinci soykırım ve sürgün hayatı idi. 1558 yılında Nogay Hanlığında çok büyük kıtlık olur. Ruslar bu ekonomik şartlarla siyasi kargaşalıklardan yararlanarak mirzalar arasında entrika çevirdiler. Bir ağıtta “Bu gâvur (Rus) baba ve ecdâda ve malum asil insanlar arasına kağıt parçaları dağıtarak entrikalar çevirdikleri, birbirlerini tahrip ettikleri bir zamanda yaşandığı”ndan bahsedilir. Yusuf Beyin tuzağa düşürerek şehit edilmesinden sonra İsmail Mirza Rus hâkimiyetini tanır. Rus esaretini istemeyen Nogayların ise entrikalar karşısında artık Volga (İdil) nehrinin batısına yani Kırım tarafına göçmekten başka çareleri kalmamıştı. Nogaylar arasında “Çocuğum gâvur olmasın diye ben buzları yararak Kırım tarafına geçer giderim” denmeye başlandı. İşte bu hadise de Nogaylarda ikinci soykırım ve sürgün hadisesidir. 16. yüzyılın ikinci yarısında birçok Rus-Nogay çatışması oldu. 1580’de Ruslar Nogay topraklarından işgal ettikleri yerlere yerleşmeye başladı ve aynı yıl Nogayların başkenti SARAYCIK‘ı yaktılar. 1586 yılında Ruslar Samar ırmağı kıyısındaki Samara şehrini kurdular. 1600 yılında da Rus köylüleri Samara çevresini işgal etmeye başladı. 1601 yılında ikinci açlık hüküm sürdü. Bu ekonomik durumdan faydalanan Ruslar Büyük Nogay Ordası topraklarını tamamen işgal etti. Bu olayda bir milyon Nogay Türkünün öldüğü söylenir. Şiirlerde “On san Nogay bülgende, Ormembet Biy ölgende” sözü ile Ormembet beyin öldüğü tarihte bir milyon Nogay’ın iflas ettiği belirtilmektedir. Bu olay da üçüncü soykırım hadisesidir. Rus İdaresi Osmanlı Devletine ve Kırım Hanlığına karşı, Nogaylardan faydalanmaya kalkışmış ret cevabı alınca da şiddete başvurmuştur. Bu baskıdan onlar yılmamış, Ruslara karşı ayaklanmışlar ve isyanlar çıkarmışlardır. Millet ve milliyetlerine sadık Nogaylar, bu direnme ve boyun eğmeme yüzünden, ceza olarak öteye beriye dağıtılmışlar, hudut dışı bile edilmişlerdir. 28 Haziran 1783 yılında Rus generali Suvorov (Nogay kasabı) kadın, çocuk, ihtiyar demeden yüz binlerce Nogay Türk’ünü şehit etmiştir. İşte 226 yıl önce yapılan bu faaliyet Nogaylar için dördüncü büyük soykırım olayıdır. Beşinci büyük sürgün ve kıyım hadisesi ise 1944’te Kırım Türkleri ile birlikte hayvan vagonlarına bindirilerek çoğunun yollarda şehit edildiği kıyım ve sürgün faaliyetidir. Bu olayda sürgün edilen Nogay Türklerinin akıbetleri halen belli değildir. Sağ kalanlar eritildi mi yoksa varlıklarını sürdürüyorlar mı bizce bilinmemektedir. Şehitlerimizi rahmetle anarken, bütün Türk topluluklarının insan haklarına uygun ve zulümsüz yaşamalarını yüce Allah’tan niyaz ediyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir